top of page

Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Profesyonel Mutfakta Karşılaştığı Zorluklar

Cinsiyet ayrımcılığı ve klişeleşmiş mesleki yargılar, kadınların hayatının büyük bir bölümünde maalesef yer alan bir sorundur. Bu yargıların yoğun ve yıpratıcı şekilde kişinin adeta yüzüne çarptığı sektörlerden biri de mutfaktır. Özellikle otel mutfağında erkek çalışan aşçı sayısı genel anlamda kadın aşçı sayısından bir hayli fazladır. Bunun sebeplerinden biri, yıllarca aşçılık mesleğinin erkek mesleği olarak toplumumuzda kabul görmesinden kaynaklanıyor. Uzun zaman boyunca bu şekilde benimsenen meslek yargısı son yıllarda biraz daha yıkılsa da bir anda silinebilecek gibi görünmüyor. Ancak nitelikli aşçı sayısı mutfaklarda gün geçtikçe artıyor. Bununla beraber bu sektörde kadın aşçıların da kendine yer edindiğini görüyoruz. Kadınların mesleki anlamda, özellikle erkek mesleği olarak benimsenen meslek gruplarında yüksek mevkilere gelebilmesi için kendilerini kanıtlamaya çalışması ve daha fazla uğraş vermesi gerekiyor. Mutfak da bu meslek gruplarından biri ve kadın aşçı sayıları halen erkekler kadar fazla değil. Bu alanda çok başarılı, kendi alanlarında ses getirmiş birçok takdir edilesi kadın aşçılarımız var elbette. Ancak mutfakta kadınların daha fazla yer alması gerekiyor. Erkek meslektaşlarımızın bazılarında halen aşçılığın kadınlar için ağır ve zor olduğu düşüncesi aşılamamış değil. Zaman içinde nitelikli ve eğitimli, cinsiyetçi olgulardan sıyrılmış meslektaşlarımızın artışı ile bu engel yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Cinsiyetçi kalıplardan sıyrılmak ve kadın aşçılara yönelik mesleki klişe düşünceleri yıkmak için de işletmelerin personellerine bu konu ile alakalı eğitimler düzenlemesi gerekiyor.

Birçok kadın şef ve şef adayının yaşadığı problemlerden biri, kadınların profesyonel mutfağın şartlarını kaldıramayacağı ve pratik olamadığı algısıdır. Özellikle bizim toplumumuzda, son yıllara kadar aşçılık mesleği erkeklerin yapacağı bir meslek olarak görülüyordu. Bunun sebebi ise çalışma koşulları ve ağır kazan işleri. Fiziksel olarak bazı işlerde kadınların zorlanacağı taraflar olabilir. Ancak bu, kadınların bu işleri yapamayacağı anlamına gelmez. Her mesleğin zor şartları vardır; özellikle mutfağın şartları birçok mesleğe göre çok daha zorlayıcıdır. Sadece fiziksel anlamda değil, psikolojik olarak da çok yıpratıcı yanları mevcuttur. Bu algılardan dolayı özellikle otel mutfaklarında kadınları, genelde pastane ve kahvaltı bölümlerine vermek bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Bu bölümlerin daha hafif işler olduğu algısı yüzünden kadınlara alan tanınsa bile yine dar bir çerçeve içinde sunuluyor. Bence bu konuda genel olarak otel mutfaklarında kadın şeflere güven maalesef ki az. Böyle yargılar kanıksandığı için kadın şef ve şef adaylarının doğal olarak hevesi kırılıyor ve başka bölümleri tercih etmiyorlar. Sektöre yeni atılan kadın şef adayları bu zorlukları bilerek geliyorlar. Bu durumun çok fazla heves kırıcı, zorlayıcı yanları olsa da kimileri için aynı zamanda mücadele ve değişim hırsını körükleyen bir unsur oluyor. Yavaş yavaş bazı restoran ve otel işletmelerinde bu bakış açısı yıkılmaya başladı ve adım adım bu yönde ilerlemeler var ama bu sorun genel bir problem olmaktan halen çıkmış değil. Çözüm olanakları ve yapılabilecekler tartışılmalı ve birçok alandaki profesyonel kişilerden değerlendirmeler, fikirler mutlaka edinilmelidir. Nitelikli, cinsiyet ayrımcılığı yapmayan, kadınların iş yaşamındaki varlığına saygı duyan işletme ve personel sayısı arttıkça da önyargılar tek tek yıkılacaktır.


Bir başka önemli konu ise kadınların iş yaşamında uğradığı tacizler. Yapılan araştırmalarda Türkiye'de kadınların %93'ü cinsel ve toplumsal tacize maruz kalıyor. %93'lük bir oran, tacizlerin ne kadar sistematik şekilde yaşandığını ve kadınların iş ve toplumsal hayatını ne kadar zedelediğini gözler önüne seriyor. Turizm sektöründe de maalesef bunu yaşayan birçok kadın personel var. Türleri farklı olsa bile her kadının maruz kaldığı tacizler, kadınların üzerinde büyük bir travma yaratıyor. Genelde yaşanılan taciz olaylarına yaptırım uygulamak yerine üstünün kapatılmaya çalışılması veya yanlış anlaşılma durumu yaratılması gelecek olan tacizlerin de önünü açmış oluyor. Tacizler kendini birçok şekilde gösterebiliyor. Kimi zaman iş yerinde kullanılmayacak hitap şekilleri normalize edilerek kullanılıyor ve karşı taraf tepki alacak olursa bunun şaka olarak yapıldığı, kişinin başka şeyler ima ettiğini söyleyerek mağduru suçlar hale bile getirilebiliyor. Kimi zaman da sosyal medyanın iletişim gücünü kullanarak, iş çevresini genişletmek amacıyla, takip etme, mesaj atma gibi durumlar bir anda mesleki konuşmadan çıkıyor ve kadınların özel hayatına yönelik, fiziksel özelliklerine yönelik konuşmalar haline geliyor. Statüsünü ve iş gücünü bu şekilde kötüye kullanan kişiler, sosyal medya üzerinden de kadınları rahatsız edici durumlara sokabiliyorlar. İşin korkunç yanı ise, toplumun büyük bir kesiminin taciz olaylarına yaklaşım şeklinin mağdurun eylemlerinde bir hata bulma, "onun da orada ne işi varmış" gibi tutumunun olmasıdır. Bu algılardan dolayı mağdur da aslında kendisinin hatası olduğunu düşünüyor ve kendini suçluyor. Sonuç olarak tacizcinin yaptığı yanına kalmakla birlikte, gelecekte yapacaklarına da cesaret buluyor. Kadınların tacize karşı seslerini çıkartırlarsa işlerinden olabilecekleri endişesi onların bazı konularda sessiz kalmasına neden olabiliyor. Genel olarak farklı olaylar olsa da sonuçlar aynı olunca ve değişen bir şey olmayınca, bu sektörde kendine yer edinmeye yeni başlamış veya başlamayı düşünen kadın şef ve şef adaylarının endişeleri onları meslekten soğumaya itiyor.

Birçok zorluğa ve haksızlığa rağmen mücadeleci kadınlar her meslekte olduğu gibi mutfakta da var. Özellikle aşçılık alanı, erkek egemenliğinin yoğun olduğu bir meslek grubu olduğu için mücadele kısmı biraz daha yoğun oluyor. İşletmelerin yaptırımlarının bu konuda daha sert olması, meslektaşlarımızın ise tacizleri göz ardı etmek veya yanlış anlaşılma olduğunu öne sürmek yerine mağdurun yanında olması tacizlere caydırıcı etkide bulunacaktır. İş etiğini hakkıyla uygulayan işletmeler elbette var ancak sayıları yeterli değil. Tüm işletmelerin tacize karşı asla taviz vermeyecek yaptırımları olması ve bunları titizlikle uygulaması gerekiyor. Erkek meslektaşlarımızın da bu konuda daha bilgili ve hassas olması da yardımcı olacaktır. Her zorluğa rağmen biz kadın şef ve şef adaylarının amacı, kendini geliştirmek, önyargıları kırmak ve bu meslekte kadınların da çok başarılı yerlerde olabileceğini göstermektir. Önümüzde birçok örnek var ve biz daha fazlasını yapabiliriz. Kadın veya erkek fark etmeksizin bu mücadeleleri beraber verirsek, sektörde başarı ve iş etiği yüksek nitelikli insanlar yetişmesi kaçınılmaz olacaktır. Hangi sektörde olursa olsun cinsiyet eşitliğini sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız ve yapacağız.

ree

Yorumlar


bottom of page